At Yarışı Spikeri ve 28 Şubat

Feyzullah Aydoğan
feyzullah@ekonomitimes.com

Türk uçak sanayi bir önceki yıla oranla yüzde 12 büyüdü ve ürün çeşitlerini de artırarak 2012 yılı için 400 adet sipariş alındığı açıklandı. Yerli otomobil markası Pars Kore markalarını geride bırakarak Alman markalarının tahtına göz dikti. 2011 yılı ihracatımız 800 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatın ise 750 milyar dolar olarak gerçekleşmesi ile dış ticaret fazlası 50 milyar olurken, cari denge rakamları ise 100 milyar dolar artıda kaldı. Asgari ücret tespit komisyonu toplanarak 2012 yılı ücretlerini 3 bin lira olarak ilan etti. Tüik’in açıkladığı verilere göre işsizlik oranı yüzde 5’in altına indi. Maliye bakanı yaptığı açıklamada, 2012 yılı bütçesindeki 760 milyarlık toplam payın 150 milyarlık kısmı yatırımlara harcanacak dedi.

Bu veriler kimilerine göre‘uçuk’kimilerine göre‘hayal’kimilerine göre de‘neden olmasın’şeklinde algılanmış olabilir.28 Şubat olmasa idi bu verileri duymamız mümkündü.Halkın iktidarının görevden uzaklaştırılmasının üzerinden 15 yıl geçmiş durumda ve ülkemizin neler kaybettiğini hepimizgördük ve yaşadık. Türkiye ne zaman hafif kıpırdanma yolunda olsa bir şekilde müdahalelere maruz kalarak,getirilen hükümetlerin plansız, günü kurtarmaya dönük ve dünya kapitalizminin pazarı olmadan öteye geçemeyen bir uygulamayla adeta ‘at yarışı spikeri’ gibi dünyada olan bitenleri tekrarlayarak ekonomik gelişmeleri anlatıp durmaları kalkınmanın önündeki en büyük engellerdenbiridir.

1997 yılındaki 54. hükümetin düşürülmesi ve merhum Sayın NecmettinErbakan’ın yerli üretim ve ağır sanayi hamlesi, denk bütçe gerçekleşmeleri, havuz sistemi (kamu tek hesabı) D-8 ler (D-80, olacaktı) gibi oluşumlar ve alternatif pazarlar tam manası ile gerçekleşmiş olabilse idiyukarıdaki verilerin tamamı, ekonomik kalkınmanın yanında siyesi olarak da ülkenin elini güçlendirecek ve komşularımıza batılıların müdahalesi ile değil kardeşlik hukuku içerisinde adilane yönetimlerin gelmesi mümkün olabilecekti. Bunlar olmadı çünkü,Türkiye’de fikir özgürlüğü, teşebbüs özgürlüğü ve demokrasi bir yere kadardır.

Birde şöyle düşünelim,28 Şubat bitti mi bitmedi mi?Bitti ise ekonomik kalkınmaya dönük reel büyüme ve gelişmeler neden laftan öteye geçemez? Bitmedi ise neden bitmiş gibi herkespişmanlık ve itiraflarını dillendirir? Bu sorulara başka bir soru ile cevap verelim. 28 Şubat müdahalesi olmasa idiAk parti ve hükümeti olabilir miydi, olsa bile 3 dönem iktidarda kalabilir miydi? Cevabınız ‘hayır’ ise 28 Şubat devam ediyordemektir. Etmiyor olsa idi sorumlular cezalandırılmış, hak gaspları iade edilmiş olmaz mıydı?